Öldürülen birinin (maktulün) burnunu, kulağını ve diğer azalarını kesmeye Müsle denir.
Bizim dinimizde kısas vardır.
Mesela birinin kasten gözünü kör eden, dişini kıran vb. gibi suçlarda o kişi veya yakınları affetmedikçe kısas uygulanır ama yukarıdaki gibi ölen birinin burnunu kulağını veya diğer organlarını kesmek yasaktır. (Buhari, Tecrid-i Sarih Tercümesi, I, 186.)
Gazze’de el-Ehli Baptist hastanesi Siyonistler tarafından bombalanmıştı.
Yürüyen mumya Siyonist Joe Biden İsrail’e arka çıkıp olaya bombalama değil patlama demişti.
"Görünen kadarıyla hastaneye yapılan saldırıyı diğer taraf düzenledi, siz (İsrail) değil” diyerek alçakça yalanıyla basitleşmişti.
Yalan söylemekte profesyonel olan Netenyahu ve çetesi de her işlediği suç için anında bir yalan buluyorlar.
Şifa hastanesinde de güya Hamas militanları var diyerek hem bombaladılar hem de hastaneyi bastılar.
Şifa hastanesi doktorlarından Mutez Harara, İsrail güçlerinin hastaneye düzenlediği baskın sırasında sağlık personeline saldırdığını, Filistinlilere ait cesetlerin bir kısmını kaçırdığını belirtti. (Kadavra hırsızlığı olmuştur.)
İsrail ordusu, Şifa ve Endonezya hastanelerinde cesetlere el koymuştu.
Kasım ayında da toplu mezarlardan cesetleri alıp götürmüşlerdi.
İsrail'in rehin tuttuğu ve sonradan iade ettiği cesetlerde böbrek, karaciğer, kalp gibi hayati organların ve korneaların eksik olduğu tespit edildi. (Organlar devlet hırsızlığı ile çalınmıştır.)
Bunun üzerine İnsan Hakları İzleme Örgütü, İsrail'i organ çalmakla itham ederek bağımsız bir uluslararası soruşturma istedi.
Cesetleri kontrol eden doktorların raporlarını inceleyen Örgüt, Filistinlilerin cesetlerindeki eksik organların, organ hırsızlığının kanıtı olduğunu ifade etti.
İHİÖ ayrıca Gazze'de yaralıların ölmeden hemen önce organlarını almak için ameliyata alındığını da iddia etti.
İsrail’de bu yapılanları açıklamakta sakınca görmezler.
Organ çalmak suç olarak kabul edilmiyor.
Yahudi inancına göre hayat kurtarmak, tüm dini emirlerden daha öncelikli olduğundan, organ nakli ve organ toplanmasına izin veriliyor. (İsrail’de öldürmeye dini kılıf bulanlar organ hırsızlığına da dini kılıf bulmuşlar.)
İsrail televizyonu Kanal 10'da, 2014 yılında yayınlanan bir programda, üst düzey bir İsrailli yetkili şu itirafı yapıyor: “Yanık yaralanması olan İsrailli askerleri ve cilt kanseri olan kişileri tedavi etmek için Filistinlilerin ve Afrikalı işçilerin cesetlerinden alınan deriler kullanılıyor”
İsrail, dünyanın en büyük deri bankasına sahiptir ve özellikle Batılı ülkelerden gelen yoğun talebi karşılayan bu deri bankalarında Yahudi bir insanın derisi bulunmaz.
Ayrıca CNN tarafından yapılan araştırmaya göre Siyonistlerin, yasa dışı organ ticaretinin en büyük merkezini oluşturdukları düşünülüyor.
Ceset hırsızı Siyonistler, mezarlara da saygısızdır. İsrail ordusu birçok bölgede Filistinlilere ait mezarları; altında Hamas tüneli olduğu iddiası ile tahrip etti amma yalanını CNN ortaya çıkardı.
ABD'li yayın kuruluşu, İsrail'in yok ettiği mezarlıkta tünel izine rastlanmadığını duyurdu.
Gazze'de soykırım yapanlar Hastane, cami, kilise, kamp, okul demeden her yeri vururken Filistinlilere ait mezarlıkları da yıkıp geçiyor.
CNN, İsrail askerlerinin 7 Ekim'den bu yana tam 16 mezarlığı yok ettiğini açıkladı.
Han Yunus'taki Beni Süheyla Mezarlığı'nın altından Hamas tünellerinin geçtiğini söyleyip bölgenin altını üstüne getiren İsrail iddialarını ispatlayamadı. (Mızrak çuvala sığmayınca ABD kanalı CNN bile haberi gizleyemedi.)
1949 Cenevre Sözleşmesinde de mezarlara saygı gösterilmesi, uygun şekilde muhafaza edilmesi ve her zaman tanınabilecek şekilde işaretlenmesi gerektiği belirtilmektedir.
İşgalci İsrail, öldürdüğü Filistinlilerin yakınlarına ölüm belgesi veya cesetleri nerede tuttuğunun bilgisini bile vermiyor.
Bu durum, 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi'nin apaçık ihlalidir. (Arkasında haydut güçler olunca uluslararası hukuk İsrail’e işlemiyor.)
Şair Meryem Şahin’in mısraları ile bitirelim;
İşte ben... Filistin
Küçücük adamların kağıttan oyuncağı
Arz-ı mev'ud için oynanan yap - boz tahtası
Gözü kanlı avcıların hedefinde kekliğim
Ellerim küçük, tahtadan, demirden bacaklarım
Ya İlahi! ... Ya İlahi! .. dilimde şarkılarım
Tuzlu sularında yüzmedim hiç denizlerin
Çünkü ben ateşten deryalarda boğuldum
Anne! ... Ben Filistin! ... Senin çocuğun.
Çölün kızgın kumlarında unuttuğun.