Gelin hep birlikte tarihten günümüze ihanet örneklerine bir göz atalım!
Hz. Hasan’ın karısını kandırmak için Muaviye; “kocanı zehirler öldürürsen seni oğlum Yezit’e nikâhlarım, halife karısı olursun” demiş, ama Hz. Hasan zehirlenip şehit edildikten sonra kadın bu vadini hatırlatınca Muaviye; “Neuzü Billâh, senin şerrinden Allah’a sığınırım. Hz. Peygamberin ciğerpare torununa hâinlik yapıp zehirleyen senin gibi bir kadını ben nasıl oğluma alırım” mealinde sözler söyleyip reddetmiştir. (Tâhirü'l-Mevlevî, “Mesnevi Şerhi”, Selâm Yay. Konya 1966. c.4,s.1242).
TDK sözlüğünde Mürted “'İslam dininden ayrılan, dinden dönen ve reddeden'” olarak izah edilir. Yıldırım Beyazıt ile Timur arasındaki Ankara savaşında, Timur; Osmanlı ordusuna katılan Anadolu beyliklerine “Eğer Osmanlı’yı yenersem beyliklerinizi yeniden ihya edeceğim. Kendinizi yöneteceksiniz diyerek siyasi iktidar vaat etmişti” Anadolu beyliklerinden gelen askerler (Kara tatarlar) Timur ordularının tarafına geçerek savaşın seyrini değiştirmişlerdi.
Başkan Erdoğan külliyede yapılan 15 Temmuz Şehitlerini Anma Gecesi'nde yaptığı konuşmada, "Bir paşamız bunu önerdi: Akıncı Üssü'ne Mürted diyelim" ifadelerini kullandı. Zaten Akıncı Üssü'nden önce oranın adı Mürted. Kendi devletine, kendi ordusuna ihanet edenlerin, Timur'un tarafına geçenlerin yüzünden oraya bu ad konmuş: Dönekler şimdi de dönekler dedi. (30.7.2016)
Cengiz Han’ın kardeşi Camoka ile arası açılır, ayrılırlar. Camoka’nın generallerinden bazıları ona ihânet edip, Cengiz Han’ın yanına gelir. Cengiz Han saf değiştirip kendi yanına gelen, ihanet sahibi bu hainleri affetmez, ibret-i âlem için hepsini idam ettirir.
Turgut Özal "Bizim sıkıntılarımızdan birisi de ülkemizin sıcak kuşakta olmasıdır. Bu ülkelerde satılık insan bulmak çok kolay, bir Almanı, İngiliz’i, Fransız’ı, Japon’u ve bir Rus’u satın alamazsınız. Osmanlı'yı yıkmadan önce içerden bazı kimseleri İngilizler satın almışlar. İngilizlerden maaş alan Güney Cephesi komutanı Cemal Paşa'ya (Hasan Cemal'in dedesi) talimat vererek, Şam'daki İslam âlimlerinin genç kızlarını konağına getirmesi, onları alkollü içki içmeye zorlaması ve tacizde bulunarak geri bırakılması istenmiştir. Bu emri alan (Cemal) Paşa, derhal bu işlemi yapmıştır. Bu yüz kızartıcı olaylar süratle Arap âlemine yayılmış “Osmanlı artık bozulmuş ve İslami yoldan çıkmıştır” propagandası yapılarak, Araplar Osmanlıya düşman yapılmıştır.” (25 yıl saklanan Gazeteci Yalçın Özer röportajı).
Tarihimizde “Hain Ahmet Paşa: Türk donanmasını olduğu gibi Mısır’a teslim etmişti. Sığındığı Mısır’da Kosovalı Mehmet Ali Paşa sayesinde rahat bir yaşam süreceğini umdu. Kendisine tahsis edilen saray misali bir evde gününü gün ederken cariyeleri tarafından öldürülmüştür.
Eski İngiltere başbakanı Boris Johnson’un dedesi Ali Kemal "Damat Ferit Paşa hükümetlerinde Maarif (Milli eğitim) ve Dâhiliye (içişleri) bakanlığı yapmış, bu esnada Milli Mücadele aleyhine sert tutumlar göstermiştir. Savaş bitince yakalanıp yargılanmak üzere Ankara’ya götürülürken, İzmit’te bölge kumandanı Sakallı Nurettin Paşa'ya teslim edilmişti. Paşa ile görüştükten sonra dışarı çıkarken kumandanlık karargâhı önünde bekleyen askerler tarafından linç edildi/ettirildi. (6 Kasım 1922) Kafası çekiçlerle ve taşlarla kırılarak katledilmiştir."
Harkîler diye bir sıfat duydunuz mu? 1954-1962 Cezayir bağımsızlık savaşı çok kanlı geçmiştir. Fransızlar barbarca insanları katletmiştir. 7 milyon nüfuslu Cezayir’e 500 bin kişilik bir ordu gönderilmiştir. 2 milyon insan evlerinden olmuş bazı kaynaklarda 1 milyon beş yüz bin civarında ya canından olmuş ya başka yerlere kaçmıştır. Bu savaş sırasında ülkesine ihanet edip Fransız Silahlı Kuvvetleri adına görev yapan, Fransa'ya bağlılığını bildiren ve Cezayir'in bağımsızlığını istemeyen 200 bin civarında Cezayirli için Harki tanımı kullanılır. Fransa Cezayir’den çekilirken Harkileri yüzüstü bırakmıştır. Bazı askerler tarafından Fransa’ya 40 ila 50 bin arası Harki kaçırılmıştı, kaçırıldı diyorum çünkü Fransa’ya girmelerine yasak konmuştu. Cezayir’de kalan Harkiler ise ihanet nedeniyle öldürülmüştür. Fransa’ya kaçabilenlere ormanlarda koruculuk yaptırıldı ve aileleriyle toplama kamplarında yaşamaya mecbur edildiler. Mesela; dünyaca ünlü şarkıcı Enrico Macias bir harki çocuğudur. Yine dünyaca ünlü futbolcu Zinedine Zidane için, ırkçı Fransız politikacı Le Pen’in yandaşlarından birinin; “Zidane’ı millî takıma bir tek sebeple alabiliriz o da babası ‘harki’ olduğu için demiştir. Zidane ise Harki iddiasını reddediyor.
Hainlerin yüzüstü bırakılmasına acı bir örnek; ABD; Afganistan’dan çekilirken yaşanan dramdır. Kabil hava alanına inen 150 kişilik ABD kargo uçağına 640 Afgan bindi. Bunlar “milletinize ihanet edip bizimle oldunuz aslan Afganlar” denip Newyork’a götürülmedi tabi ki. Uçak Uganda’ya indi. Afganlara sorsan Amerika rüyası görüyorlardı. (Tam tamına Şener Şen’in Banker Bilo filmi) Bunlar yinede şanslı olanlar. Uçağa binemeyip ezilenler, uçağın kanadından yere düşenleri de gördük.
Durduk yerde Hz Hasan’ın zehirlendiği 7 Nisan 669 tarihinden bu güne ne diye ihanet örnekleri verdim. Türkiye’yi bölmek isteyen ABD öncülüğündeki batılı hamlelere karşı Yerli ve milli kanatta duramayan, uyduruk gerekçelerle “kara tatarlar” gibi ihanet edenleri başka nasıl izah edilebiliriz?
Yavuz Sultan Selim’in keklik hikâyesi meşhurdur. Bir kekliğin fiyatı çok yüksek olunca sorar “diğerleri 1 altın bu neden 300 altın” satıcı cevap verir “Bu keklik özel eğitimli çok güzel ötüyor, ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşur” doğal olarak avcılarda keklikleri kolayca avlar. Padişah parayı verip kekliği alır ve "Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Bu gibilerin akıbeti er ya da geç ölümdür." Der ve kafasını koparır. Hiçbir güç işbirlikçisini baş tacı etmez. Çünkü soyunu satan beni de satar düşüncesiyle güvenmez.
Havari Yehuda (İşkaryot) ihaneti: Hz. İsa’yı ele geçirmek isteyenlere gümüş otuz (30) dinar karşılığı İsa’yı teslim etmeye söz verdi. Askerlerle İsa’yı görmeye gitti ve kararlaştırılan işareti vererek (öpücük) İsa’yı tutuklattı. Sonradan pişmanlık duymuş, aldığı parayı iade etmek istemiş ama Yahudi mahkemesi hahamları tarafından kovulmuştu. Vicdan azabı ile aldığı parayı tapınağa atarak kendini asmıştır.
Bir yerel seçim yaşadık.
Bu seçimde “İkinci el aday” peşinde koşanları gördük.
Kendi bütçesi ile ödemesi mümkün olmayan reklam gideri yapan siyasileri gördük.
Sen vermezsen başkası verir deyip 30 gümüş dinara saf değiştirenleri gördük.
Dokuz oy sana bir oy bana numarası ile kâğıt üzerinde aday gösterenleri gördük.
Bir zamanlar Cumhurbaşkanımız Edoğan’a neredeyse Hıristiyanların “Baba, oğul, kutsal ruh” inancıyla baktığı gibi bakan, övdükçe öven bir kesim; listeler belli olduktan sonra; adeta bizim Reis'i çarmıha germek için Golgota tepesine koştuklarını gördük.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan bunları görmedi mi?
Tabi ki gördü ama ekonomiyi seçime feda etmedi.
İstese emeklilerin maaşını iki katına çıkarır, seçimi alırdı ama seçimden sonra tufan olur enflasyon patlardı.
Çok net bir ifade ile Başkan Erdoğan, seçim galibiyeti için Türkiye’nin geleceğini karartmadı.
Tabandan tavana Ak Parti’de görünen, görünmeyen bütün eksiklikleri bu seçim önümüze dökmüştür.
Reis seçim değerlendirmesi yaparken "ihanet, kan ve ruh kaybı" dedi.
Bizim de bu yazımızda ne anlattığımız gayet açık.
İhanet edene hain denir.
İhaneti hiçbir millet hoş görmez.
Kem küm etmiyor, karnımızdan konuşmuyoruz.
Üstüne alınanlar varsa alınsınlar.
Sözüm meclisten içeri.