Yıllardır süre gelen, neredeyse her futbol sezonunda gündemimizde kendine yer bulan “Yabancı Hakem” arzusu kısmen de olsa hayat buldu. Türkiye Futbol Federasyonu tarafından görevlendirilen yabancı VAR hakemleri artık yeni gerçeğimiz. Ancak tartışmalar dindi mi? Tabii ki “Hayır”.
Tuttuğu takım fark etmeksizin Türk futbolunu takip eden her taraftar hayatının bir aşamasında “Yabancı Hakem gelsin!” furyasına en az bir kez olsun kendini kaptırmıştır. Dürüst olmak gerekirse bir dönem ben de bu fikrin kötü olmadığını düşünenlerden biriydim. Ancak geride kalan 2-3 hafta bize gösterdi ki kendimize ait sorunları dışarıdan gelen birinin ortadan kaldırması ne şimdi ne de hiçbir zaman mümkün olmayacak.
Pek tabii bahsettiğim konu geride kalan Sivasspor-Fenerbahçe maçı kaynaklı yaşanan yabancı VAR hakemi ve maçın son anlarında VAR uyarısıyla verilen penaltı. Öyle bir boyuta taşındı ki süreç rekabetin iki tarafı da hakemi bir kenara bırakıp hakemin kişisel hayatı üzerinden çıkarımlar yapmaya kadar götürdü işi.
Takip etmeyenleriniz olmuştur. Fenerbahçeliler hakemi Galatasaray Üniversitesi mezunu olmakla suçlarken, Galatasaraylılar ise hakemin Fenerbahçe Üniversiteli olduğunu iddia etti. Burada karşılıklı manipülasyon ve dezenformasyon olduğunu, hatta karşılıklı bir trolleme durumu olma ihtimalini çok kuvvetli görüyorum. Konuyu araştırmadım bile. Burada bu konudan bahsediyor olmamın tek sebebi futbol camiasının ulaştığı noktanın tamamen çığırından çıktığını gözler önüne serebilmek.
Açık kaynaklı bir ansiklopedi olan ve bir dönem ülkemizce erişim yasağı da getirilen Wikipedia’nın kaynak gösterilmesi işin trajik tarafı. Açık kaynaklı kavramını size kısaca şöyle özetlemek isterim. Herhangi bir konuda bir sayfa açabilir ya da mevcut bir konu hakkında herhangi doğrulanmamış bir bilgiyi gerçek gibi o sayfada ilgili konuya iliştirebilirsiniz. Burada diğer kullanıcılar ve sistemin bunu tespit edip düzeltmesi dışında hiçbir müdahale ile karşılaşmayacaksınız. Düşünün böyle bir kaynağı ciddi olarak referans almak ve birbirine saldırmak insanlar için makul ve meşru görmek olağan hale gelmiş durumda.
Tekrar belirtmek istiyorum bu konu karşılıklı bir sulandırma ya da safsata olabilir. Hatta ben tamamen öyle olduğuna inanmak istiyorum. Ancak üzücü olan özellikle X platformunda onlarca kişinin bu iddiaları tamamen gerçek addedip bunun üzerine kavgaya tutuşmuş olması. Ki bahsedilen iddialar gerçek olsa dahi burada konuştuğumuz şeylerin absürt olduğu gerçeği bir an olsun değişmeyecek.
“Peki, ne yaşanmıştı?” diyerek pozisyonu betimlemenin gerekli olmadığını düşünüyorum. Zira buraya kadar yazıyı okuduysanız bahsettiğim pozisyonun ne olduğunu da çok iyi biliyor olmalısınız.
Bu aşamada iki ihtimal söz konusu hale gelecektir. Ya penaltı kararını doğru bulanlardansınız ya da yanlış bulanlardan. Ancak geldiğimiz futbol ortamında karara dair ne düşündüğünüz o kadar önemsiz durumda ki. Çünkü artık pozisyona dair tartışmalar doğru kararın ne olması gerektiği noktasını çoktan aştı ve geçti…
Artık gündemimiz yabancı VAR hakeminin gelmiş olmasından ibaret. İşte bu yüzden yazının başlığını “Bizim Sorunlarımızı Başkasının Çözmesi Mümkün Değil” olarak belirlemek istedim. Belki Türkiye için 50 yıldan beri dile getirilen yabancı hakem taleplerinin daha ilk teşebbüsünde karşımıza aynı kavga çıkmış durumda bile. Ne değişti? Neyi değiştirdi? Dışarıdan gelip dokunacak bir sihirli değnek arayan Türk Futbol Camiası yalnızca bir hayali yaşadığı gerçeğinden başka neyle yüzleşmiş oldu? Daha VAR hakemi ile hararetlenen bu tartışma, orta hakem geldiğinde ne olacak da değişecek?
Saygı değer okuyucular burada sizlere bir çözüm yolu önerebilmek, çözümün bu olduğuna inanıyorum diyebilmek çok isterdim. Ancak bugün tek bildiğim şey sorunu bizden başka çözebilecek hiçbir merci olmadığından ibaret. Nasılını biz bulup önersek dahi uygulayacak mecralardaki insanların bizi, toplumun sesini dinleyecekleri meçhulden ibaret. Bu yüzden artık yıllardır süren yabancı hakem gelsin naralarını geride bırakmak dışında neler yapabiliriz artık hiç emin değilim.