Köroğlu Dağları'nın zirvesinde yer alan merkezdeki bir otelde henüz belirlenemeyen nedenle çıkan yangını söndürmek için Bolu, Düzce, Kocaeli, Sakarya, Karabük, Zonguldak, Bartın ve Ankara'dan sevk edilen çok sayıda ekip alevlere müdahale etti.

Söndürme çalışmalarına itfaiye, sağlık, AFAD, UMKE, jandarma komanda ve orman bölge müdürlüklerine bağlı ekip ve araçlar katıldı.

İtfaiye erlerinin merdivenli sepetli araçlarla ulaştığı 12 katlı oteldeki çalışmalar üst katlarda yoğunlaştı.

Bazı tatilcilerin yangın esnasında kaçmak için çarşafları birbirine bağlayarak camlardan sarkıttığı görüldü.

Ekiplerin uzun süren müdahalesinin ardından kontrol altına alınan yangın alanında soğutma çalışmaları sürüyor.

Öte yandan otelden tahliye edilen bazı misafirler ve çalışanlar, yangının çıktığı otelin yakınındaki başka bir otelde ağırlanıyor ve sağlık kontrollerinden geçiriliyor.

"2 yangın merdiveni var"

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy otelin 2021 ve 2024 yıllarında tür ve sınıflandırma denetimlerinin yapıldığını, bu denetimler sırasında iş yeri açma, çalışma ve yangın yeterlilik ruhsatlarının talep edildiğini anlattı.

“Otelin itfaiye tarafından verilmiş yangın yeterlilik belgesi mevcut.” diyen Bakan Ersoy, “Zaten bu yetki de itfaiyede olan bir yetki. Düzenli kontrolleri ve yeterlilikleri de itfaiye tarafından yapılması gerekiyor. Bugüne kadar da tarafımıza bildirilmiş itfaiye tarafından olumsuz bir durum yangın yeterliliğiyle ilgili bulunulmamış. Soruşturma süreci de devam ediyor.” bilgisini paylaştı.

Bakan Ersoy, bir gazetecinin “Tesiste yangın merdiveni var mıydı?” sorusuna, “2 yangın merdiveni var.” yanıtını verdi. 

Bakan Ersoy yangının herkesi derinden üzdüğünü belirterek, "Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Olayın tüm yönleriyle aydınlatılması ve gereken önlemlerin alınması için çalışmalara hızla devam ediyoruz. Başımız sağ olsun." değerlendirmesinde bulundu.

İtfaiye araçları ne zaman ulaştı?

Yangın sırasında çekilen görüntülerde, pencerelerden halat olarak kullanmak amacıyla sarkıtılmış çarşaflar görülüyordu.

Kayak eğitmeni Necmi Kepçetutan, otelin kot farkından ikinci katında olduklarını ve kayak odasından dışarı çıkmayı başardıklarını anlattı.

Kendilerinin de personel tarafından uyandırıldığını ve sonrasında yardım çalışmalarına katıldıklarını aktaran Kepçetutan, “Merdivenlerle 7. kata kadar insanları indirdiklerini” söyledi.

Kepçetutan, otelde servis merdiveni olarak da kullanılan “iki yangın merdiveni bulunduğunu” da aktardı. Kayak eğitmeni, katlarda aileleri haricinde çocuk kafilesine şahit olmadığını da söylüyor.

20 senedir otel işletmesi için çalışan Kepçetutan, Grand Kartal'ın sahibi olan ailenin de yangın sırasında otelde olduğunu ve aile üyelerini dışarıda gördüğünü söyledi.

Yakındaki bir otelin çalışanı da yangına kendi bulundukları otelin merdiveni ile müdahale ettiklerini ve ön cepheden “30-35” kişiyi kurtardıklarını anlattı.

Aynı çalışanın anlattığına göre ilk iki itfaiye aracı yaklaşık 04.00 sıralarında Kartalkaya'ya ulaştı. Bu araçların Dörtdivan ilçesinden Kartalkaya'ya gelebildiği kaydediliyor.

Yangın sırasında otel içinde olan kişiler, bir yangın alarmı duymadıklarını gürültülere uyandıklarını söylüyor.

Yangınla ilgili dört başmüfettiş görevlendirildi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Bolu'da Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki bir otelde meydana gelen yangında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralanan vatandaşlara şifalar diledi.

Işıkhan, "Yaşanan elim olayı araştırmak üzere 4 başmüfettiş görevlendirilmiştir. Müfettişlerimiz gerekli incelemeleri yapacaktır. Bakanlık olarak süreci yakından takip ediyoruz." ifadesini kullandı.,

Bakan Tunç: "Soruşturma titizlikle sürdürülüyor"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:

“Bolu Kartalkaya'daki bir otelde çıkan yangın hepimizi derinden üzmüştür. Yangınla ilgili Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma başlatılmış olup, 6 Cumhuriyet savcısı görevlendirilmiştir. Ayrıca 5 kişilik bilirkişi heyeti oluşturulmuştur. Soruşturma titizlikle sürdürülmektedir. Yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.”

Soruşturmada 4 kişi gözaltına alındı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Ankara 8. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, “Olayın tüm yönleriyle aydınlatılması ve sorumlulardan hesap sorulması için gereken her türlü adım atılacaktır, atılmaktadır” dedi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, yangınla ilgili dört başmüfettiş görevlendirildiğini açıkladı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da sosyal medya paylaşımında, yangınla ilgili Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma başlatıldığını, 6 Cumhuriyet savcısı görevlendirildiğini ve 5 kişilik bilirkişi heyeti oluşturulduğunu aktardı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de çıkan yangına ilişkin soruşturma kapsamında, aralarında işletme sahibinin de bulunduğu 4 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.

Yangından sağ kurtulan Şentürk: "Yangın alarmı olsaydı daha hızlı harekete geçebilirdik"

Yangından sağ kurtulan Eylem Şentürk, yaptığı açıklamada, yangını ilk etapta fark etmediğini, çatıdan kar düştüğünü zannettiğini söyledi.

Yangın sesinin giderek şiddetlendiğini ve koridorlardan “yardım edin” seslerinin yükseldiğini anlatan Şentürk, “O zamana kadar herhangi bir duman görmedik, bir koku almadık. Yangın olduğu hiç aklıma gelmedi.” dedi.

Şentürk, odanın kapısını açtıklarında koridorun tamamen dumanla kaplandığını gördüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:

“Hızlı bir şekilde hazırlanarak aşağıya inmeye çalıştık. Duman nefes almamızı engelleyecek yoğunluktaydı. Kızımla ezbere merdivenlerle dolanarak kapıya koştuk. Eşim, bizden hemen sonra çıkmasına rağmen duman yoğunluğu nedeniyle aşağıya inememiş. Pencereden alttaki sundurmaya atlayıp o kattakilerle birlikte beklemişler. Daha sonra arabanın üzerine atlayarak kurtulmuşlar.”

Yangın sırasında binanın durumunun çok kötü olduğunu söyleyen Şentürk, “İnsanlar pencerede kurtulmayı bekledi. Yangın alarmı biz dışarı çıkıncaya kadar hiç çalmadı. Eşim yangın merdivenini bulamadığı için sundurmadan aşağıya atlamak zorunda kaldı. Kurtulduğumuz için çok şanslıyız.” ifadelerini kullandı.

Şentürk, yaşanan süreçte ihmaller zincirinin bulunduğuna dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

“Yangının üst katlarda çıkmadığını söyleyebilirim. Çünkü duman aşağıda yoğundu. Bizim sonradan duyduğumuz yangının restoranda çıktığı yönündeydi. O otele ilk kez gitmiyorum. Yangın merdiveni hiç dikkatimi çekmedi. Yangın alarmı olsaydı daha hızlı harekete geçebilirdik. Göz göre göre bir felaket yaşandı. Yangın alarmının ve yangın merdiveninin olmayışı insanları orada mahsur bıraktı. Bu kadar can kaybının fazla olması, yangın alarmının olmamasıdır. Eğer yangın alarmı olsaydı daha erken harekete geçilebilirdi. Biz çıkıncaya kadar yangın alarmı çalmadı.”

Görgü tanığı Salgür: "İtfaiye gelmeden üst kısım yanmaya başladı"

Görgü tanığı Barış Salgür, yandaki otelde çalıştığını, mesaisi bittikten sonra odasına geldiğini, sesler üzerine dışarı çıktığında herkesin pencereden "imdat" diye bağırdığını gördüğünü söyledi.

Telaşlandıklarını, otelin üst tarafında dumanları gördüğünü aktaran Salgür, “İp, yastık, yorgan getirdik. İtfaiye bekliyorduk, herkes orada bağırıyordu. 2 saat falan sürdü. İtfaiye gelmeden üst kısım yanmaya başladı. Orada 2 kadın vardı. Direkt kendilerini attılar. İtfaiye geldiği zaman bizi geri çektiler, itfaiye müdahale etti. Biz ipi atabildiğimiz kadar ileriye atmaya çalıştık. Orada yaşlı adam vardı, o bağladı. Tutunmaya çalıştı ama eli kaydı düştü, ayağı kırıldı. Ona yardımcı olmaya çalıştık.” diye konuştu.

Yardıma gelenlerden İdris Bilgin de sabah saat 06.00 sıralarında bölgeye vardığını, cenazelerin çıkarılmasına yardımcı olduğunu anlattı.

Yandaki otellerden battaniye alarak bölgeye getirdiğini ifade eden Bilgin, “Geldiğimde otel yanıyordu. Ekipler yangını söndürmeye çalışıyordu. Elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalıştık.” dedi.

Atmaca: "Yataklarla insanların sert zemine düşmesinin önüne geçmeye çalıştık"

Bölgedeki otellerden birinde konaklayan Ali Atmaca da insanların sesine kalktıklarını, yardım çığlıklarını duyunca aşağıya indiklerini söyledi.

İnsanların yangının dehşetiyle camlardan atladığını aktaran Atmaca, yardımcı olmak için yatak getirerek yere koyduklarını kaydetti.

Atmaca, böylece insanların sert zemine düşmesinin önüne geçmeye çalıştıklarını dile getirerek, “Çabamız ne kadar faydalı oldu, onu bilemiyorum. Gözümüzün önünde insanlar can verdi, bu durum psikolojimizi bozdu. Sonra itfaiye geldi ama otelin yüksek olması itfaiyenin çalışmasını zorlaştırdı. Biz de yardımcı olmak için battaniye, yatak getirdik. İnsanlar çocuklarıyla pencereden atlamayı düşünüyordu. 'Battaniye falan getirin.' diyordu, Allah'tan o ara itfaiye geldi de çocuğu kurtardı. Kurtarma çalışmaları hızlı olsa da alan geniş olduğu için çoğu insan gözümüzün önünde can verdi.” ifadelerini kullandı.

Kocadurmuş: "Otoparktan çıkmaya çalıştık"

Otelde çalışan Kadir Kocadurmuş ise, yangın olduğunda uyuduğunu, ustalarının gelip “yangın var” dediğini ve kapılara vurarak kendilerini uyandırdığını söyledi.

Daha sonra hemen yataktan kalkıp sadece telefonunu yanına aldığını anlatan Kocadurmuş, “Dışarı çıktım, her yer dumandı. Bizim katta herhalde 15-20 kişi vardı, hepimiz çıktık. Dumandan etkilendik biraz.” dedi.

Kocadurmuş, “Çalışanlar misafirleri kurtarmaya çalıştı mı?” sorusuna, “Evet çalıştı. Ustalar olsun, arkadaşlar olsun, hep kapılara vurduk. Uyuyanları uyandırdık, dışarı çıktılar.” yanıtını verdi.

Yangın sırasında elektriklerin gittiğini ve asansörün kullanılamadığını aktaran Kocadurmuş, otelin yüzde 90'ının dolu olduğunu söyledi.

Muzaffer Çiğ de yaşadığı olayı, “Ben uyuyordum, arkadaşlar bağırdı. Yangın merdiveni olmayınca biz de merdivenlerden koşarak gittik. Ortalık dumandı. Duman olduğu için odaları boşaltmak zorunda kaldık. Dışarı çıktıktan sonra uzaklaştım, yoğun bir duman vardı. Yangını mutfaktan aşçı tespit etmiş sanırım. Biz de gözümüzü açtığımızda her taraf yanıyordu.” sözleriyle anlattı.

İsmini vermek istemeyen bir otel çalışanı ise saat 03.00 civarında mutfakta görevli arkadaşının odalara gelip kapılara vurduğunu, "yangın var" diye bağırmaya başladığını ifade ederek, şunları kaydetti:

“Biz de 3. katta otoparktan çıkmaya çalıştık. İlk etapta kapı kapalıydı, sonra kapı açıldı dışarı çıktık. Ondan sonrası çok hızlı bir şekilde yayıldı. İtfaiyeler gelinceye kadar etrafı sarmıştı. Yangın biraz geç fark edilmiş, geç fark edilince zaten önlem alınmadı. Vefat eden arkadaşlarımız da var.”

Grand Kartal Otel hakkında neler biliniyor, sahibi kim?

Grand Kartal Oteli'nin resmi kayıt belgelerine göre bugün ana ortakları Halit Ergül ve Emine Murtezaoğlu Ergül.

Ergüllerin Bolu'da iki otel iştiraki daha var. Bunlar, Kartalkaya'da Grand Kartal'a birkaç dakika yürüyüş mesafesindeki Kartal Otel ve Bolu Karacasu mevkisindeki Gazelle Resort SPA otelleri.

Otellerin web sayfalarındaki bilgilere göre, kuruluşları 1960'lara kadar gidiyor.

Rizeli iş adamı Mazhar Murtezaoğlu İsviçre'de kış turizmini deneyimledikten sonra, Kartalkaya'da Bolu Dağı Kantini ve Koru Oteli'ni kuruyor.

İngilizce yayımlanan uluslararası kayak dergisi Ski Mag'ın Mart-Nisan 2001 sayısındaki röportajına göre, Mazhar Murtezaoğlu, Kartal Otel'i 1978 yılında Avusturyalı danışmanlarla inşa ettiğini söylemişti.

2019 yılında hayatını kaybeden Mazhar Murtezoğlu, Emine Murtezaoğlu Ergül'ün babası.

Bugün otelin yönetiminden sorumlu isimse damadı Halit Ergül.

Görgü tanıkları otelin işletmesini yürüten aile üyelerinin de yangın sırasında otelde olduğunu aktardı.

Halit Ergül aynı zamanda Batı Karadeniz Otelciler Derneği Başkanı, Bolu Ticaret ve Sanayi odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) Karadeniz Bölge Temsilcisi.

Ergül 18 Ocak'ta basına yaptığı açıklamada Kartalkaya'da doluluk oranının yüzde 100'e çıkma ihtimali olduğunu söylemiş ve sömestr tatilinde en az bir 50 bin kişi beklediklerini belirtmişti.