ANKARA (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Bütün kulüplerimizin şiddeti reddetmesi ve bu şiddet olaylarına karşı topyekun bir tutum alması gerekir. Ankaragücü Başkanı Faruk Koca'nın partimizden ihraç talebiyle Disiplin Kurulu'na sevki kararlaştırılmıştır." dedi.

Çelik, parti genel merkezinde, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı'nın ardından basın toplantısı düzenledi.

Ömer Çelik, TBMM Genel Kurulu'nda konuşma yaparken rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Saadet Partisi Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez'e geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Çelik, MKYK'de, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz'ün partinin 2024 bütçesini sunduğunu, parti bütçesinin kabul edildiğini belirtti.

Dış İlişkilerden Sorulu Genel Başkan Yardımcısı Zafer Sırakaya'nın dış politika gelişmeleriyle ilgili bir sunum yaptığını söyleyen Çelik, Bilgi ve İletişim Teknolojileri Başkanı Ömer İleri'nin de yapay zeka üzerine bir sunum gerçekleştirdiğini ifade etti.

Çelik, MKYK'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da iç ve dış siyasi olayları değerlendirdiği bir konuşma yaptığını dile getirdi.

Seçim İşleri Başkanlığının Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz tarafından çalışmalarını sürdürdüğünü anlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"AK Parti her zaman olduğu gibi seçimlere her bakımdan hazırlıklı bir partidir. Kurduğumuz sistemler, vatandaşımızın oyuna sahip çıkma konusundaki hassasiyetimiz ve bu hassasiyetimizi hayata geçiren sistemlerimiz son derece yetkindir. Arkadaşlarımız, AK Parti'nin seçimlere en güçlü şekilde hazırlanmasıyla ilgili çalışmalarını sürdürüyorlar. Teşkilat Başkanımız Erkan Kandemir Bey haftalardır Anadolu'da teşkilatlarımızla bir araya geliyor. Teşkilat Başkanlığımız vaktini Anadolu'da geçiriyor."

- Futbolda şiddet

Çelik, Hakem Halil Umut Meler'e yumrukla saldıran Ankaragücü Kulübü Başkanı Faruk Koca'nın eski milletvekilleri olmasının bu konuda bir değerlendirme yapmalarını gerektirdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün yaptığı açıklamayla şiddete karşı olduklarını güçlü şekilde vurguladığını, Hakem Meler ile görüşerek geçmiş olsun dileklerini ilettiğini anımsatan Çelik, şunları söyledi:

"Bu fiili saldırıyla ilgili olarak, olgular ve tespitler çerçevesinde bir disiplin suçu kanaati oluşmuştur. Bu şiddet olayının parti tüzüğünün 117/1 maddesinde yer alan 'partinin tüzük ve programına demokrasi, insan hakları ve hukukun evrensel temel kural ve normlarına aykırı faaliyetlere katılmak, destek olmak yahut bizzat aykırı eylem ve işlemlerde bulunmak' şeklinde tanımlanan disiplin suçuna girdiğine karar verilmiştir. Tüzüğün 119. maddesi uyarınca Merkez Disiplin Kurulu'na sevkine, MKYK tarafından oy birliğiyle karar verilmiştir. Bu hadiseden büyük bir üzüntü duyduğumuzu hayatın hiçbir alanında şiddeti kabul etmeyeceğimiz gibi kuşkusuz sporda bunu hiçbir şekilde mazur göremeyeceğimizi bir kere daha ifade ediyoruz. Tabii ki Ankaragücü köklü bir kulüp. Bu şiddet olayı Ankaragücü'ne mal edilemez. Bütün kulüplerimizin şiddeti reddetmesi ve bu şiddet olaylarına karşı topyekun bir tutum alması gerekir. Ankaragücü Başkanı Faruk Koca'nın partimizden ihraç talebiyle Disiplin Kurulu'na sevki kararlaştırılmıştır."

Çelik, hakem camiasına ve hakemlere geçmiş olsun dileklerini sundu.

- "İsrail yasa dışı faaliyetlerine devam ediyor"

Gazze'de insanlık dramının devam ettiğini dile getiren Çelik, bölgede hayatını kaybedenlerin sayısının arttığına işaret etti.

Çelik, başta çocuklar olmak üzere sivillerden sağlık kuruluşlarında çalışanlara kadar çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğini anımsatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İsrail, bütün bu katliamları yaparken yasa dışı faaliyetlerine de başka açıdan devam ediyor. Doğu Kudüs'te 186 dönümlük bir alanda yaklaşık 1800 konut inşa etme planını İsrail hükümeti onaylamış. Yani bir yandan bu katliamlar devam ediyor bir yanda da Filistinlilerin topraklarına el koyma şeklindeki devlet eliyle hırsızlık faaliyeti de aynı şekilde devam ediyor. UNICEF Sözcüsü, İsrail tarafından ilan edilen güvenli bölgelerde bile su ve en temel ihtiyaçlara ulaşımın kısıtlandığını açık bir şekilde beyan ediyor. Bu tabii ki açık bir şekilde soykırımdır, İsrail güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu, dünyanın gözü önünde, hukuk devletini, uluslararası hukuku tanıdığını söyleyen Batılı devletlerin eliyle gerçekleşmektedir."

- BM'nin işlevi

Çelik, ABD yetkilisinin, BM'de yapılan Filistin'de kalıcı ateşkes oylamasına ret oyu verirken çekilen fotoğrafının, bütün dünyanın gözü önünde İsrail ordusunun çocukları öldürmesine onay vermek anlamına geldiğini vurguladı.

Amerika Birleşik Devletleri'nin, İnsan Hakları, Evrensel Beyannamesinin kabul edilişinin yıl dönümünde bu veto kararına imza attığına dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:

"Birçok ülke 'evet' verdiği halde bir tek ABD'nin vetosuyla bu gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanımız 'Dünya beşten büyüktür' derken işte dünya böylesine ilkel ve alçaltıcı bir manzarayla karşı karşıya kalmasın diye söylüyor. Bu resim İsrail ordusunun masum Gazzeli çocuk ve kadınları öldürmesine verilen onayın resmidir. Üç beş sene sonra Birleşmiş Milletler'e kimse katılmazsa hiç kimse şaşırmasın. Bu derece işlevsiz bir kurum haline dönüştü."

- "Kongreyi devre dışı bırakarak onay verdi"

Çelik, ABD Başkanı Joe Biden'ın ABD Kongresi'nin onayına dahi sunmadan acil durum yetkisini kullanarak 14 bin tank mermisinin İsrail'e satışına onay verdiğini aktararak, "Bir NATO müttefiki olarak en temel savunma ihtiyaçlarımızı talep ettiğimizde kongreden bahsedenler... Bu resimde görünen vetonun arkasındaki katliamlara destek vermek için Amerika Başkanı acil durum yetkisini kullanarak 14 bin tank mermisinin satışına kongreyi devre dışı bırakarak onay veriyor." dedi.

Bütün bunların İsrail'in kendini savunma hakkı adı altında yapıldığını dile getiren Çelik, "İsrail'in kendini savunma hakkı, artık İsrail ordusunun ve güvenlik güçlerinin masum kadın ve çocukları öldürme hakkı olarak kullanılıyor." ifadesini kullandı.

ABD Kongresi'nde antisiyonizm kavramını antisemitizm kavramına eşit tutan bir karar tasarısının kabul edildiğini anlatan Çelik, "Yani siz siyonizme karşıtlık gösterirseniz Yahudi düşmanı oluyorsunuz. Bu kadar ilkel, bu kadar akıldan yoksun, bu kadar idraktan yoksun bir karar olabilir mi?" diye konuştu.

Çelik, kararın İsrail'in soykırım eylemlerine karşı çıkan Yahudilere de hakaret olduğunu söyledi.

Burada, 2. Dünya Savaşı döneminde soykırımda öldürülen masum Yahudilerin hakkını arama gibi bir çaba olmadığını, İsrail güçlerince gerçekleştirilen birtakım katliamların savunulması gibi bir amaç olduğunu ifade eden Çelik, "Bu, o katliamlarda, Holokost'ta hayatını kaybeden Yahudilerin hatırasına dönük de bir saldırganlıktır." dedi.

- "Engizisyon yargılamalarından farkı yoktur"

ABD Kongresi'nde Harvard, Pensilvanya ve MIT üniversitelerinin rektörlerinin sorgulanmasına da değinen Çelik, "Sebebi şu, niçin Filistinli öğrencilerin ya da Filistin'e destek veren başka milletlerden öğrencilerin eylemlerine izin veriyorsunuz? Rektörler bu sorgulama karşısında 'Bu bir ifade hürriyetidir, üniversitede en çarpıcı, en sarsıcı fikirlerin bile biz konuşulmasına izin veririz' diyorlar. Bu resmin biraz geriye gidin Orta Çağ'daki engizisyon yargılamalarından farkı yoktur." değerlendirmesini yaptı.

Pensilvanya Üniversitesi Rektörü'nün bu baskı karşısında istifa ettiğini ve yerine Kuzey Amerika Yahudi Dernekleri Federasyon Başkanının atandığını belirten Çelik, "Yani tekrar aklın, bilimin, ifade hürriyetinin yargılandığı bir engizisyon Senato'da kuruluyor." diye konuştu.

Bu baskı karşısında herkesin sustuğunu söyleyen Çelik, "Bu yeni engizisyondur. Akıl, bilim, insanlığın medeniyet yoluyla kazandığı her şey tehdit altındadır." ifadesini kullandı.

Almanya Hükümeti'nin de başkanı Filistin konusunda bir destek mesajı yayınladığı için kadın sorunlarıyla ilgilenen bir vakfa yardımı kestiğini anlatan Çelik, "En temel değerlerin bir siyasi şantaja, ilkel bir pazarlığa dönüştüğü bir dönem." değerlendirmesini yaptı.

Çelik, Almanya'da Saksonya Eyaleti'nde vatandaşlık almak için başvuranların, İsrail'in varlığına aykırı her türlü çabayı kınadıklarını yazılı beyan etmelerinin istendiğini dile getiren Çelik, "Bunun içine ne giriyor? İşte rektörleri yargılayan kafa. Filistin ile ilgili bir destek mesajı yayınladı diye yardımı kesilen bir vakıf ya da 'Antisiyonizm eşittir antisemitizm' diyen, nefret suçunu, nefret siyasetini her türlü korumaya alan bir zihniyet." dedi.

İspanya, Belçika, Malta başbakanları tarafından AB Komisyonu Başkanı'na mektup yazıldığını ve AB'nin Filistin konusundaki tutumunu netleştirmesinin, dönem başkanlığının İspanya'dan Belçika'ya geçeceği zirvede bunun gündeme alınmasının istendiğini aktaran Çelik, şunları kaydetti:

"Kuşkusuz İspanya ve Belçika'nın en başından beri yürüttüğü tutum diğerlerine göre daha sağduyulu ama bu AB'nin genel politikası olarak gündeme gelmemiştir. Herhangi bir aday ülkede en ufak kriminal olayı bile büyük bir mesele olarak masaya getirenler, aynı Holokost gibi Srebrenitsa'daki gibi gerçekleşen katliam karşısında doğru düzgün bir cümle kurmamak için bütün dolambaçlı yollara sapıyorlar. Kuşkusuz insanlık vicdanı sokaklardadır. Soylu halklar, asil insanlar sokaklara dökülmüştür ve bu görüntüleri kınıyorlar."

(Sürecek)